Author: İlmihalTV
•03:57

Koca, karısının haftada bir defa ana-babasını ziyarete gitmesine mani olabilir mi?

Koca, karısının haftada bir gün ana- babasını ziyaret etmesine ve diğer kocasından olan çocuğunu görmesine engel olamaz. Eğer ana-baba, kızlarının evine gelmişlerse, -haftada bir defa olmak şartıyla- içeriye girmelerine de mani olamaz. Bu kadının hakkıdır. Ancak o gece orada kalmalarına mani olabilir.

Kadının diğer akrabalarına gelince, kadın yılda bir kere onları ziyarete gidebilir. Bu onun hakkıdır. Kocası buna mani olamaz.

Author: İlmihalTV
•03:49

Adam, anne ve babası ile birlikte aynı evde otururken, karısı: Benim için ayrı ev tut diyebilir mi?

Bunu istemek kadının hakkıdır. Kadın, kocasının anne ve babası ile ya da diğer akrabaları ile aynı evde oturmak istemeyerek, kocasından ayrı ve müstakil bir ev tutmasını isteyebilir.

Adam, ailesi ile beraber oturmak istemeyen karısına -durumu müsait ise- ayrı bir ev açmak zorundadır. Eğer erkeğin durumu müsait değilse, kadın, kocasının dediği yerde oturmak zorundadır.

Author: İlmihalTV
•03:48
Kadın, kocasının izni olmadığı halde, felçli olan annesini ziyarete gidebilir mi?

Kadının, kocasının izni olmadan hiçbir yere gitmemesi gerekir. Ancak annesi veya babası felç olmuş veya benzeri bir hastalığa yakalanmışsa, onların bakımı için kocası izin vermese de gidebilir. Bu, analık ve babalık hakkının bir gereğidir.
Author: İlmihalTV
•03:48

Aybaşı olan kadının, kocasıyla ilişki kurması caiz midir?

Aybaşı olan kadınla cima yapmak ittifakla haramdır. Bunu helal kabul eden ittifakla kâfir olur; çünkü bu konuda Kuran’ın açık ayeti vardır.

Aybaşı olan kadından, fercden (ön taraftan) ilişki kurma dışında, kucaklaşmak, dokunmak, öpmek ve bunun dışındaki şekillerde faydalanmaya gelince: Göbeğin yukarısı ile diz kapağın altında kalan kısımlara dokunmak ilim adamlarının ittifakıyla helaldir. Göbek ile diz kapağı arasındaki bölge hakkında ise üç görüş vardır.

1- İ. Azam, İ. Yusuf, Şafi ve Malikilere göre, ilişki tehlikesini önlemek için bunun hükmü haramdır.

2- İ. Muhammed ve Hanbelîlere göre caizdir.

3- Kişiye göre hüküm verilir, şöyle ki: Eğer bu şekilde yaklaşan kişi, ileri derecedeki takvası veya şehvetinin azlığı dolayısıyla ferce yaklaşmaktan kendini koruyabiliyorsa, bu kişiye caizdir. Eğer koruyamıyorsa, bu kişiye caiz değildir.

Author: İlmihalTV
•03:47

Adetin en az suresi üç tam gün, en çoğu ise on gündür. Temizlik müddetinin en azı ise on beş gündür. Temizliğin nihai sınırı yoktur. Zira bir kadın bazen yıllarca adet olmayabilir.

Buna göre, bir kadının kanı, üç günden önce kesilse ve ilk kan gördüğü andan itibaren onuncu günün sonuna kadar bir daha kan gelmese, bu kan adet kanı değildir. Çünkü adetin en azı olan üç gün dolmadan kanı kesilmiş ve adetin en çoğu olan onuncu günün sonuna kadar kan gelmemiştir.

Fakat kanın kesilmesinden sonra, mesela onuncu ya da daha önceki bir günde tekrar kan görse, hepsi adet kanı olmuş olur. Zira adetin en çoğu on gündür ve adet günleri içinde kanın sürekli gelmesi şart değildir. Mesela, bir kadın üç gün kan gördükten sonra iki gün kanı kesilse ve arkasından üç gün daha devam etse, bu sekiz günün hepsi adet gününü teşkil etmiş olur.

Eğer on günden sonra, daha temizliğin en azı olan on beş gün geçmeden önce kanı tekrar görecek olsa, bu kan adet değil; hastalık kanıdır.

Author: İlmihalTV
•03:47
İhtilam olma veya eşiyle cima etme sebebiyle cünüp olan ve yıkanması gereken kadın, yıkanmadan önce adet görecek olursa, yıkanmayı adet sonuna bırakabilir. Bu durumdaki kadının hemen yıkanması gerekmez.
Author: İlmihalTV
•03:46

Adetin ilk başlama yaşı dokuzdur. Dokuz yaşını tamamlayan bir kız, ilk defa gördüğü kandan dolayı namazını ve orucunu bırakır. Eğer kan üç gün tamamlanmadan kesilir ve on beş gün dolmadan bir daha akmazsa, adet kanı değil, özür kanı olduğu anlaşılır ve bıraktığı namazları ve oruçları kaza eder.

İ. Muhammed’e göre ise, gelen kan üç gün devam etmedikçe adet kanı olduğu kesinleşmez ve sahibi namazını ve orucunu erteleyemez.

Ancak birinci görüş daha çok kabul görmüştür ve fetva ona göredir. Kız annelerinin bu durumu iyi bilmesi ve kızlarını buna göre amel ettirmesi gerekmektedir.

Author: İlmihalTV
•03:46
Yeis yaşı, adetin sona erdiği yaş olan elli beş yaştır. Kadın bu yaşa geldiğinde -ender durumlar hariç- adetten kesilir. Bu yaştan sonra gelen kan, koyu kırmızı veya siyah ise adet kanı kabul edilir. Bu nitelikte olmayan kan ise, adet değil; hastalık kanıdır.
Author: İlmihalTV
•03:46
Bazı kadınların adet günleri değişik olabilir ve bir ay beş gün, diğer ay altı gün adet görebilir. Bu durumda ihtiyatlı hareket etmek gerekir. Böyle bir kadın, altıncı gün oldu mu yıkanır, namazlarını kılar ve eğer ramazan ise orucunu tutar; çünkü bu altıncı gündeki kanın hastalık kanı olma ihtimali vardır. Fakat bu altıncı gün çıkmadıkça cinsi münasebette bulunmaz. Çünkü bu altıncı gündeki kanın, hayız kanı olma ihtimali de vardır. Bunu ayırt etmek mümkün olmadığından, işin aslı Cenab-ı Hakka havale edilerek anlatıldığı şekilde amel edilir.
Author: İlmihalTV
•03:45

Bir adetin değişmesi için, ona aykırı iki adet halinin görülmesi gerekir. Mesela, her ay beş gün adet gören bir kadın, sonra iki kez dört gün veya iki kez altı gün kan görse, onun âdeti beş günden dört güne veya altı güne geçmiş olur.

İ. Yusuf’a göre ise, adet bir defa ile de değişebilir. İ. Yusuf’a göre, belli günler devam eden bir adete aykırı olup da on günden fazla devam etmeyen kanlar, adet kanı sayılır. Bu halde adet değişmiş olur. Mesela, her ay yedi gün adet gören kadın, sonra on gün kan görse, hepsi hayız kanı sayılır. Bu halde adeti yedi günden on güne geçmiş olur. Halbuki önceki görüşe göre, on güne çıkması için iki ay üst üste görülmesi gerekmektedir.